• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/Emet-Babuk-Bey-A%C5%9Fevi-167069560520459/
  • https://www.instagram.com/emet_babuk_bey_asevi/
ANADOLU EĞİTİM,KÜLTÜR VE AHLAK DERNEĞİ

İnfâk Nelerden Yapılmalı?

İnfâk Nelerden Yapılmalı?
İnfâk; insanın helâl ve kıymetli olan malını, servetini, gayretini sadece Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla, O’nun yolunda O’nun istediği şekilde insanların hayrına sarf etmesidir.
Bu harcama, insanın sahip olduğu bütün değerlerden yapılabilir. “Allah’a ve Rasûlüne îman edin. Sizi hâkim kıldığı, yönetiminize verdiği şeylerden Allah uğrunda harcayın. Sizden îman edip de (Allah için) harcayanlar var ya onlar için büyük bir mükâfat vardır.”  
İnfâk üç şeyden yapılır: a) Maldan, b) Candan, c) Zamandan.
Malından veremeyen kimse, ne canından verebilir ne de zamanından. Halbuki mallar, can ve zaman bize kısa süreliğine emânet olarak verilmiş olan imtihan araçlarıdır.
Rasûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi vesellem ashabına: “İnsanların hangisi daha hayırlıdır?” diye sordu. Ashab: “Ya Rasûlallah! Malını ve canını fedâ eden kimsedir” dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem: “Bu, ne iyi insandır. Onun dengi yoktur. Fakat insanların en faziletlisi, cehdini/gayretini bağışlayan kimsedir” buyurdu.
A - Maldan Yapılan İnfâk
Ebû Garaza radıyallâhü anh’den rivayetle; Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem buyuruyor ki: “Ey tüccarlar topluluğu! (Şüphesiz siz,) alışverişinize yemin ve boş söz bulaştırırsınız. Sadaka vererek kazancınıza karıştırdığınız kirleri temizleyin.”
“Şüphesiz Allah, size dünyayı borç olarak verdi ve sizden de onu borç olarak istedi. Eğer siz onu, samimi bir şekilde (gönül hoşluğu ile) verecek olursanız, Allah size, bir iyilikten on iyiliğe, yedi yüz hatta daha fazlasıyla kat kat mükâfat olarak verir.”
“Kıyâmet günü insan, malını nereden kazanıp nereye harcadığından hesâba çekilmedikçe yerinden ayrılmaz.”
“Herkes, insanlar arasında ayırım yapılıncaya veya insanlar arasında hüküm verilinceye kadar sadakasının gölgesindedir.”
Mal ve servetin varlığı da yokluğu da bir imtihandır. Malın ve servetin varlığında yapılacak şükür ile beraber, verilecek zekât, sadaka ve infâk imtihanın kazanılmasına vesile olur.
İnfâk malı ebedîleştirir. Allah’ın râzı olduğu bir yolda harcanan mal zâyi olmaz, ebedîleşir.
İnfâk, müslümanı mal fitnesinden korur. Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Mallarınız ve evlâtlarınız sizin için bir fitne/imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah’ın yanındadır.”
Allah-ü Teâlâ, yeryüzünde kendisine vekâlet eden insanoğlundan, emânetçisi olduğu malların bir kısmını muhtaç olan kardeşlerine vermesini emretmiştir. Çünkü: “Mü’minlerin mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.”
Rasûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi vesellem buyuruyor ki: “Her toplumun denendiği bir fitne vardır. Benim ümmetimin imtihanı da maldır.” “(Zekât veya) sadaka vermekle mal eksilmez.”
Ebû Zer radıyallâhü anh’den rivayetle: “Her dünya malında -mal sahibi, kader ve mal sahibinin varisleri olmak üzere- üç ortak vardır.
Kader, malı sahibine yedirmek istemediği zaman ona danışmaz ve hiç haberi olmadan -bakarsın- ya herhangi bir şekilde malı elinden alır veya onu öldürür.
Varisleri de mal sahibinin ölümünü sabırsızlıkla bekler ve mal sahibi başını yere koyar koymaz malını kapışıp götürürler.
Mal sahibine ise, sadece hayatta işlediği kötülükler kalır.
Öyleyse, eğer sen sağduyu sahibi isen bu üç ortağın en gevşekleri olma! Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerim’inde: “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) infâk etmedikçe iyiliğ(in sevabına) asla ulaşamazsınız. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir” buyuruyor.
Ebû Zer radıyallâhü anh der ki: “(Ey insanlar!) Benim en sevdiğim malım şu devemdir. Allah için şâhid olun, ben onu kendim için âhiret azığı yaptım.”
A. a) İnfâk, Helâl ve Temiz Olan Maldan Yapılmalıdır
İnfâk helâl yollarla elde edilen malı, gerek hısımlardan ve gerekse diğer insanlardan yoksul ve muhtaç olanlara para veya ihtiyaç maddelerinden vererek, onların geçimlerini sağlamak demektir. “Allah, helâlinden kazanıp iktisatla harcayan, fazlasını da fakirlik ve ihtiyaç günü olan kıyâmet için önünden gönderene merhamet etsin.”
Ebu’d-Derda radıyallâhü anh’den rivayetle: “Her kim, helâl yoldan mal elde eder de o malı helâl/Allah’ın istediği, razı olacağı yerlere harcarsa, işte bu, yağmur suyunun toprağı ve büyük taşları yıkayıp temizlediği gibi, günahları yıkayıp temizler.”
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Ey îman edenler! Kazandıklarınızın temizlerinden ve rızık olarak sizin için yerden çıkardıklarımızdan infâk edin.”
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem buyurdu: “Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah tayyiptir/temizdir. Temiz olandan başkasını da kabul etmez. Bir kimse temiz ve helâl kazancından sadaka verirse, Rahman olan Allah bunu cân-ı gönülden kabul eder. Sadakaları alan Allah’tır. Eğer bu verdiği sadaka bir hurma tanesi kadar olsa bile Rahman, sizin atın yavrusunu veya deve yavrusunu büyüttüğünüz gibi, bunu katına alıp büyük bir dağ olana kadar büyütür.”
İnfâk edilecek mal, helâl kazançla elde edilen maldan olmalıdır. Haram yollarla elde edilen maldan yapılan infâkın sevabı yoktur. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem buyuruyor ki: “Allah abdestsiz namazı kabul etmez, çalıntı (ve haram olan) mallardan da zekât olmaz. Kim bir haram malı biriktirir, sonra da onu sadaka olarak verirse, o malda o kişi için bir sevap olmaz. Onun günahı ise o kimseye aittir.”
A. b) İnfâkı Malın İyisinden Yapmak Gerekir
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Ey îman edenler! Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır.”
“İyilik cinsinden ne infâk ederseniz o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz.”
“Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem hurma mahsülünden her on vesk miktarına karşılık olarak, fakirler için bir salkım hurmanın mescide asılmasını emretti.”
“Hurma devşirme zamanı olunca Ensar, kendi hurma bahçelerinden taze hurma salkımlarını toplayıp Mescid-i Nebevi’deki direkler arasına gerilmiş olan ipin üzerine asarlar, Muhacirlerin fakirleri de onlardan yerlerdi. Oraya asılan salkımların çokluğu sebebiyle kimse farkına varmaz ve (emri böylece) geçiştiririm zannıyla bir adam, bozuk hurmalı salkımı bile bile getirip (o güzel hurmaların arasına) sokuşturdu.”  
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem elindeki bastonu ile mescide girdiğinde, adamın birinin çürük bir hurma salkımını mescide asmış olduğunu görünce değneğiyle dürttü ve: “Bu sadakanın sahibi, keşke bundan daha iyisini sadaka vermek isteseydi. Bu sadaka­nın sahibi, kıyâmet günü çürük hurma yiyecektir.” “Bilin ki Allah, sadakalarımıza muhtaç olmayan ğani/zengindir” buyurdu.
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Sevdiklerinizden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe asla ulaşamazsınız. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.”
“(Ey İnsanlar!) Sizin yüzlerinizi doğuya veya batıya çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere îman eden, mallarını sevmelerine rağmen; akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlara, dilencilere ve kölelere veren, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, söz verdikleri zaman sözlerinde duran, zorda, darda ve savaş zamanında sabreden kimselerin iyilikleridir. İşte bunlar, doğruluklarını ispat etmiş kimselerdir ve gerçekten Rablerine karşı hata etmekten sakınanlar da bunlardır.”