Kurban; Arapça bir kelime olup “K-R-B” kökünden mastardır. Allah’a yaklaşmayı, Allah yolunda malların fedâ edilebileceğini, Allah’a teslimiyet ve şükrü ifade etmektedir.
Istılahî olarak kurban, Allah-ü Teâlâ’nın rızasını kazanmak ve ibâdet niyeti ile belirli bir vakitte, hususi bir hayvanı usulünce kesmeye denir.
Kurban, mal ile yapılan bir ibâdettir. Cenâb-ı Allah’ın ihsanına karşı kulların bir şükran ifadesidir. Hicretin ikinci yılında vâcip kılınmıştır.
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Biz, her ümmet için kurban kesmeyi meşrû kıldık/emrettik.” “Rabbin için namaz kıl, kurban kes.”
Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kurban bayram namazımızı kılan ve kurbanımızı kesen, Allah’a karşı vazifesini yerine getirmiş olur.”
“Kurban kesin zira o, babanız İbrahim (a.s.)’ın sünnetidir.” Allah-ü Teâlâ, İsmail (a.s.)’ın kurban edilmemesi için: “Biz de (O’nun yerine) O’na, büyük bir kurbanlığı fidye verdik” buyurmaktadır.
Yine Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kim (mal) genişliği bulur da kurban kesmezse, bizim mescidimize yaklaşmasın.”
Adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e: ‘Kurban kesmek vâcip midir?’ diye sordu. O da: “Rasûlüllah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler” dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince İbn Ömer (r.a.): “Aklını kullanıp ne dediğimi anlamıyor musun? Rasûlüllah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler” dedi.
“Rasûlüllah (s.a.v.), Medine’de on yıl kaldı ve her yıl kurban keserdi.”
Kurban kesmek, Allah’a yakınlaşma gayesiyle O’nun verdiği mallardan, kurban edilmesi mümkün olan bir hayvanı yine O’nun rızası için boğazlamak demektir.
Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Şüphesiz kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidâyete erdirdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!”
Kurban, Allah yolunda gösterilen bir fedakârlık, O'nun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir.
Kurban; bir teslimiyettir.
Kurban; bir yardımlaşmadır.
Zenginlerin kestikleri kurban etlerinden fakirleri yararlandırması, müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularını güçlendirir. Varlıklı insanlarla birlikte yoksullar da sevinir. Kurbanla gelen bu sevinç, toplumun huzur ve mutluluğunu artırır.
Kurbanın Ruknü
Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir işle Allah’a yaklaşabilmiş değildir. Kanını akıttığı hayvan kıyâmet günü boynuzları, ayakları ve kılları ile gelecektir. Akan kanı yere düşmeden önce Allah katında yüksek bir makama erişir. O bakımdan gönül hoşluğu ile kurbanınızı kesiniz.”
Kurbanda esas olan, hayvanın Allah rızası için kesilmesi/kanının akıtılmasıdır. Bu yapılmadan kurban vecibesi yerine getirilmiş olmaz. Kurbanlık hayvanı, ihtiyaç sahibi bir fakire sütünden, yününden faydalanması için kesmeden, canlı olarak tasadduk etmekle kişi, kurban borcunu yerine getirmiş sayılmaz. Sadece sadaka vermiş olur.