Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Biz, büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işâretlerinden/kurban kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır.”
Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bunların dışındaki yabani olan geyik, ceylan ile evcil olan horoz, tavşan, kaz… gibi hayvanlar kurban olarak kesilmezler.
Koyun ve Keçi: Bir yaşını bitirmiş olmalıdır. Ancak koyun altı ayını tamamladığı halde bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olursa kurban edilebilir. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Küçükbaş hayvanlardan bir yaşına girmeyenleri kurban etmeyiniz. Bu özellikte olanı bulmak güç gelirse, bu görünümde olan altı aylık bir (kuzuyu) kurban olarak kesebilirsiniz.” Keçi için böyle bir durum yoktur, bir yaşını doldurması şarttır. Koyun ve keçi yalnız bir kişi için kurban olur.
Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kurbanların en iyisi (iki boynuzlu ) koçtur.”
Sığır ve Manda: İki yaşını bitirmiş olmalıdır. Bir sığır veya mandayı yedi kişi ortaklaşa kurban edebilir. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Sığır yedi kişi adına kurban olabilir.” Ancak kurbana iştirak eden kimselerin her birisinin, en az yedide birine ortak olması gerekir. Daha az bir bölümüne ortak olan kimsenin kurbanı geçerli olmaz.
Deve: Beş yaşını bitirmiş olmalıdır. Bir deveyi yedi kişi ortaklaşa kurban edebilir. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Deve yedi kişi adına kurban olabilir.”
Ortakların hepsi Müslüman olmak zorundadır. Ortaklardan birisinin gayri müslim veya dinsiz olması, diğerlerinin de ibâdetini iptal/geçersiz kılar.
Ortaklaşa kurban kesecekler hep birlikte hayvanı satın alırlar veya içlerinden birine satın alması için vekâlet verirler.
Bir kişinin kendisi için satın aldığı böyle bir hayvana sonradan başkaları da ortak olabilir; ancak bu mekruhtur. Ortaklardan almış olduğu parayı tasadduk etmesi uygundur.
Ortakların hepsi, yönleri değişik olsa bile, buna kurban niyetiyle katılmak zorundadır. Meselâ, ortaklardan biri vâcip olan kurbana, diğeri adak kurbanına, bir diğeri de nâfile kurbana niyet etmiş olsalar bunda bir mahzur yoktur, nihayetinde hepsi ibâdet niyetiyle katılmış durumdadırlar. Fakat onlardan biri, herhangi bir ibâdet niyetiyle değil de et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih/geçerli olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş olmazlar.
Ortaklardan birisi kurban kesilmeden önce ölse, ölenin varisleri diğer ortaklara, onun yerine kesmelerini söyleseler ve kurban kesilse, hepsinin kurbanı sahihtir. Şâyet ortaklar varislerden izin almadan keserlerse, kurbanları geçerli olmaz.
Kurbanın hissedarları, kurban etini tahmini/göz kararı ile taksim edemezler. Tartarak taksim etmeleri gerekir. Tahminen taksim edip, sonra da aralarında helâlleşseler yine de câiz değildir.
Kurbana Mâni Olan Özürler
Kurban, bir ibâdet olduğu için, kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki, bunlar hayvanın kurban olmasına engeldir.
Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.) bize, kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kusurlu olanlarını kesmememizi emretti.”
1) Bir veya iki gözü kör, “Körlüğü apaçık belli olan veya tek gözü kör.”
2) Kesileceği yere yürüyemeyecek kadar ayağı kırık ve topal, “topallığı iyice belli olan. Ancak “kesileceği yere gidebiliyorsa, kurban olur.”
3) Kulaklarının üçte birinden fazlası kesik,
4) Kulağı düşmüş veya olmayan,
5) Kulağı önden veya arkadan kesik, uzunlamasına dilinmiş veya enlemesine delinmiş,
6) Kuyruğunun yarısı veya üçte birinden fazlası kesilmiş, kuyruksuz doğan,
7) Burnu kesik,
8) Dilinin çoğu kesilmiş,
9) Tamamen dişsiz veya dişlerinin çoğu dökülmüş,
10) Boynuzlarının biri veya ikisi kökünden veya yarıdan fazlası kırılmış,
11) Hayaları veya memelerinin uçları kopmuş,
12) Koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş,
13) Kemiklerinde ilik kalmayacak kadar zayıf ve düşkün,
14) Ölüm derecesinde “Hasta olduğu açıkça belli olan.”
15) Zapt-u rabt altına alınıp, sürüye gönderilemeyecek kadar çok deli olan,
16) Pislik yiyen hayvan, usûlü üzere temizlenmedikçe kurban edilmez. Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.), pislik yiyen hayvanların etlerini yasaklamıştır.”
Deve kırk, sığır yirmi, koyun ve keçi on gün temiz yiyecek yedirilmek suretiyle temizlenip, kurban edilebilinir.
Yaşlılığı sebebi ile sütten ve dölden kesilmiş olan, kulağı yarılmış, delinmiş, kırılmış ve buzağılı olan hayvanları kurban etmek geçerli ise de mekruhtur.
Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden biraz dökülmüş olan ile iğdiş/burulmuş olanın kurban edilmesi câizdir.
Tüm bunlara rağmen hayvanın semiz olması için koyunların kuyruklarının usulünce düşürülmesi, boynuzlarının ilâçla düşürülmesi ve hayvan üretimini ve kökenini kontrol etmek için hayvanların kulakları delinerek küpe takılması, bu hayvanların kurban edilmelerine engel teşkil etmez; çünkü zikredilen bu hususlar hayvanın değerini düşürmez.