Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “…Bu hayvanların etinden hem kendiniz yiyin hem de sıkıntı içinde bulunan yoksullara yediriniz.”
Çöl halkından fakir kabileler (bayramda Medine’ye gelince) Rasûlüllah (s.a.v.), onların ihtiyacının görülmesi için (evlerdeki) üç günlük et ihtiyacından fazlasını verilmesini emretti. Daha sonra bu durum geçince/o kabileler bolluğa kavuşunca Rasûlüllah (s.a.v.): “Kurban etlerinden üç günden fazlasını yemenizi yasaklamıştım. Bundan sonra kurban etinden yiyiniz, tasadduk ediniz, azık yapınız ve muhafaza ederek sonraları yiyiniz” buyurdu.
Kesilen hayvanın eti, yaklaşık olarak üçe ayrılır. Üçte bir kısmı ev halkı için ayrılır, üçte biri akraba ve komşularla yenilir. Kalan üçte biri de fakir ve muhtaçlara yollanır. Bu taksim şekli mendub/güzel görülmüştür.
Fakat kesen şahıs zenginse, tamamını veya çoğunu fakirlere dağıtması daha iyidir. Ancak kurbanı kesen kişi orta halli veya âilesi kalabalık biri ise, çoğunu veya hepsini evinde kendi için bırakabilir.
Kurban, sırf Allah rızâsını kazanmak için kesildiğinden, kurbanın etinin ve diğer parçalarının satılması veya benzeri şekilde sahipleri için gelir getirici işlemlere harcanması câiz değildir.

Hayvanların Yenmeyen Kısımları Nelerdir?

Hayvanlardan akıp çıkan kan, erkeklik âleti, dişilik âleti, erkeklerde yumurtalar (husyeler,) et içinde toparlak guddeler, idrar torbası (mesane,) öd kesesi. Bunların yenmesi haramdır.