Yeni doğan çocuğun başında bulunan ana tüyüne “akîka” denir. Böyle bir çocuk ihsan ettiğinden dolayı Cenâb-ı Hakka bir şükür vesilesi olarak kesilen kurbana da bu isim verilmiştir. Bununla beraber “akîka” yerine “nesike” denilmesi daha uygundur. Çünkü akîka kelimesi, “ana-babaya âsî olmak” mânasına gelen ‘ukuk’ kökünden geldiği için, mânalar birbirine karıştırılabilir. Bu sebeple Rasûlüllah (s.a.v.): “Nesike deyiniz, akîka demeyiniz” buyurmuşlardır.
Yeni doğan çocuk için kurban kesme âdeti, İslâm’dan önceki câhiliye döneminde de yaygın bir âdetti. Fakat onlar akîkayı sadece erkek çocuklar için keserler, kız çocukları için kesmezlerdi.
İslâmiyet, câhiliyedeki bu akîka âdetini tamamen ortadan kaldırmamış; kız ve erkek, bütün çocuklara şâmil kılmıştır.
Ümmü Kürz (r.anhâ)’dan rivâyetle; Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Oğlan (ve kız) çocuğuyla beraber akîka (kurbanı) vardır. Artık siz ondan yana (Allah rızasını gözeterek) bir kan akıtın da ondan ezâ ve cefâyı giderin.” “Erkek çocuğu için iki davar, kız çocuğu için bir davar akîka olarak kurban edilir.” “Kurbanın erkek veya dişi olması fark etmez.”
Rasûlüllah (s.a.v.), (torunları) Hasan ve Hüseyin (r.anhümâ) için ikişer koç kesti ve (kızına) buyurdu ki: “Ey Fâtıma! Çocu(kların) baş(lar)ını tıraş et, ağırlı(kları) kadar gümüş tasadduk et.”
“(Akika kurbanını) Allah’ın adıyla kes ve:
بِسْمِ اللهِ وَاللهُ أَكْبَرُ اَللَّهُمَّ مِنْكَ وَلَكَ هٰذِهِ عَقِيقَةُ فُلاَنٍ
“Bismillâhi vallâhü ekber. Allâhümme minke veleke, hâzihi aqıîqatü fülânin.”
Mânası: “Allah’ın ismiyle. Allah en büyüktür. Allah’ım! Senden aldık, Sana veriyoruz, bu falancanın akikasıdır.”
Akîka kurbanı, çocuğun doğumundan itibaren ergenlik çağına kadar ki süre içinde kesilebilir. Fakat yedinci gününde kesilmesi daha faziletlidir.
Semure b. Cündüb (r.a.)’den rivâyetle; Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Her çocuk akîkasına karşılık rehindir; yedinci gününde ondan yana kurban kesilir, adı konulur ve saçı tıraş edilerek saçın ağırlığınca altın ve gümüş tasadduk edilir.”
Âişe (r.anhâ)’dan rivâyetle: “Câhiliyye döneminde (kurban kesildikten sonra) bir pamuk alınır, akikanın kanına batırılır, sonra da bebeğin alnına konurdu. Rasûlüllah (s.a.v.) kan yerine güzel koku sürmemizi emretti.”
Kurban olmaya elverişli olan her hayvan, akîkaya da elverişlidir.
Akîka kurbanının etini, kesen şahıs ve âile efradı yiyebileceği gibi, başkalarına da yedirebilir veya isterse, bütünüyle tasadduk edebilir.
KAYNAK